Hakkımızda

Notaların ahengiyle çıktığımız bu yolda birincil ve yegane arzumuz duyulmamış sesleri duyurmak, endüstriyelleşmekte olan sanat algısını bir nebze olsun yumuşatmaktır.

Ülkemizde müzik denildiğinde aklımıza ilk gelen,zihin süzgecimizden ilk ayrılan düşünce genellikle güncel müzik piyasası ve bahsi geçen piyasada yoğun hakimiyet kurmuş,şirketleşmiş veya şirketleşmek için çaba sarfeden müzik plaformları olacaktır.

Ancak durum endüstriyelleşme olduğundan mütevellit,sanatın bir dalı olan müzik hususunda faydasından çok zararına odaklanmakta fayda olacağının kanısında ve inancındayız.

Aksi takdirde bu mühim gelişmeleri sanatçının yaşam standartlarını yükseltmesi etrafında izler isek, öte yandan sanatın ve sanatçının özgür ruhunu,yumuşak karnını hedef aldığını atlamış olacağız.

Bu sebeple savunduğumuz ilke,ve dikkat çekmek istediğimiz nüans şudur ki;

İslamiyet öncesi Türk müziğinden,Geleneksel Türk müziğine,Arabesk müziğin 4 yapraklı yoncasından,Emel Sayın’lı,Zeki Müren’li Tanju Okan’lı ve nicesinin hafızalarımızda yer ettiği günlere kadar özlem duymaktayız.

90’lı yıllardan sonra kendini daha fazla hissettiren bu şirketleşme,endüstriyelleşme akımının sanata zarar verdiğini düşünmekte ve fikirlerimizle bu konunun karşısında durmaktayız.

Türk Müziği bugün doğmadı,bu yüzden yarın ticari kaygılar sebebiyle kıvranarak tükenmesine razı değiliz.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın